“Merhaba”yla başladığımız 2017 yılını son “Merhaba”yla bitirmek üzereyiz. İn Aydın dergimiz için yazdığım yazılarımın son sayımızdaki “Merhaba” ile başlayan yazısı 2017 yılının muhakemesi olacaktır.
Her yılın son günü geçen bir yılı düşünür, bizler için önemli olan konuları anarız. Sevinçleri düşünür mutlu olur, üzüntülerle geçen anları hatırlar hüzünleniriz. Akabinde girecek olan yıl için hayaller kurar, planlamalar yapıp geçen yıldan daha iyi olmasını dileriz.
Aralık ayı birey için de ‘muhakeme’ ayıdır. Son ay ve yeni başlayacak yılın ilk ayına geçiş ayıdır.
Dergimizin girdiği işyerleri, şirketler için, mali yılın kapanması ve yeni yılın planlanması zamanıdır Aralık…
T cetveliyle yılın girdilerinin ve çıktılarının değerlendirildiği aydır Aralık…
Geçen bir yılı bir bütün olarak gördüğümüzde aile, iş ve sosyal çevremiz için değerlendirmeler yaptığımız aydır Aralık…
Kısaca Aralık ‘muhakeme’ aydır.
Dergimizde ‘muhakeme’ köşemde ayları yazarken neler yazmışız nelere önem vermişiz yılın son yazısında hep birlikte onu görelim…
Ocak ayı: İn Aydın dergimiz için yazdığım ilk yazım “Merhaba Aydın” tanışma yazımızdı. Merhabanın sıcaklığını işlediğim… Genel olarak yazılarımda sizlere aktaracağım konulara açıklama getirdiğim, derdimi meramımı anlatmaya çalıştığım yazımdı.
Şubat ayı: “Yeni Sam Amca Donald Trump” başlığıyla yayınlandı. Ocak ayı ortalarında yazımı kaleme aldığım sıralarda ülkemizden ve sizlerden fiziki olarak çok uzaktaydım. ABD Başkanlık seçimleri sonrası yeni Başkan Trump’ın yemin törenine katılmak için ABD’nin başkenti Washington DC’deydim. ABD hegemonyasının başkanının görev değişimi vardı. İki dönem başkanlık görevini yürüten Obama koltuğunu emlak milyarderi Trump’a bırakıyordu. ABD devleti ilk defa piyasadan gelen, ulusal sermayeyi savunan bir başkana beyaz ev, ‘White House’ ev sahipliği yapacaktı. Oradaki izlenimlerimi sizlerle paylaşmıştım.
Bir diğer önemli konu da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için hayati önem taşıyan müzakere sürecinin, Birleşmiş Milletlerin ev sahipliğinde Cenevre’deki konferans niteliğinde yapılacak olan görüşmeleriydi. Müzakerelerin bam teli niteliğinde olan ‘güvenlik ve garantiler’ başlıklarında konferans tıkanmıştı.
Mart ayı: “Arafta kalmak!” başlığıyla sizlerle buluşmuştuk. Neydi Araf? Türk Dil Kurumu’nda “İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yer” olarak tanımlanmıştır. Bu yazımda birey için sorduğum soru “Birey ne için arafta kalmıştır?”dı. Düşence dünyası bile ‘batı ve doğu aklı’ olarak arafta kalmıştır, demiştim.
Sonra da memleketimiz, şehrimiz için Aydın neden arafta kalmıştır? Sorusunu sorarak cevap aramıştım.
16 Nisan 2017’de yapılan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” için de yazmıştım.
Nisan ayı: İbn-i Haltun’un güzel sözü ‘Coğrafya Kaderdir’ başlığıyla düşüncelerimi sizlerle buluşturmuştum. Kaderimiz olan coğrafyanın bizlere yüklediği tarihi görevleri ve zorlukları bahsederken, Avrupa toplumunda ve siyasi sisteminde var olan Türk düşmanlığını tarihi örneklerle işlemiştim.
Mayıs ayı: “16 Nisan ve EVET” başlıklı yazımla buluştum sizlerle. 15 Temmuz alçak FETÖ saldırısı sonrası, 16 Nisan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” arasındaki bağı anlatmaya çalışmıştım.
19 Mayıs 1919’da başlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulma yolculuğunu ve ilelebed Başkumandanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de işlemiştim.
Haziran ayı: Birlik ve beraberliğimizin pekiştiği aya denk geldiği için “Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan” başlığıyla kaleme aldığım yazımda kaderimiz olan coğrafyada hür ve bağımsız yaşayabilmemiz için birlik olmamız gerektiğini işlemiştim.
Temmuz ayı: Bu ayın önemli iki konusunu “15 Temmuz’’ başlığıyla işledim. Okyanus ötesinden yönetilen FETÖ örgütünün Devletimiz ve Milletimizin birliğine kast eden darbe girişimini ve 20 Temmuz 1974 günü Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs adasına “Barış Harekâtı” yapması ve Kıbrıs Türk’ünün özgürlük mücadelesini konu ettim.
Ağustos ayı: Kurtuluş Savaşı’mızı “30 Ağustos Zafer Bayramı” başlığıyla işledim. Devletimizin kurucu iradesini kuruluş asabiyesini ve şuurunu sizlere aktarmaya çalıştım.
Eylül ayı: İlimiz Aydın’ın sorunlarını aktarmaya çalıştığım yazımı da “Aydın, geleceğini nerede aramalı” başlığıyla işlemeye çalışmıştım. ‘Şehirlerin kimlikleri nedir? Nelerden etkilenerek kimlik bulurlar? Aydın şehir kimliği nedir?’ diye de düşünmeniz için soru sormuştum.
Ekim ayı: İlimizde konunun sulandırıldığını hissettiğim için “Küresel ihanet ve terör şebekesi FETÖ”başlıklı, yüzyılın insanlık tarihindeki en tehlikeli terör örgütü hakkında bilgi niteliğinde bir yazı kaleme almıştım. Her şeyin bir bahanesi olabileceğini lakin vatana ihanetin bahanesinin asla olmayacağını da söylemiştim.
Kasım ayı: “Bitmeyen Sevgi ATATÜRK” başlığıyla ‘Sarı saçlı, mavi gözlü Ata’mızın’ vefat yılını anmak istemiştim, 10 Kasım 1938.
Yazımın devamında 1974 Mutlu Barış harekâtı sonrası bağımsızlığını kazanan Kıbrıs Türk’lerinin KKTC’yi ilan ettikleri 15 Kasım 1983 dönemini de anlattım.
11 aydaki yazılarımın muhakemesi Aralık yazımız oldu. Yazıların detayları için İn Aydın dergimize ulaşmanızı isterim.
2018 yılının sizlere ve ailenize sağlık huzur mutluluk getirmesini dilerim.
Kalın sağlıcakla…
Kitap: Her yazı sonunda sizlere kitap önerilerinde bulunmuştum.
Bunlar:
Ocak: George Orwel, Hayvan Çiftliği,
Şubat: George Orwel, 1984,
Mart: Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk,
Nisan: Emin Işık, Devleti Kuran İrade,
Mayıs: Graham Fuller, Yükselen Bölgesel Aktör Yeni Türkiye Cumhuriyeti,
Haziran: Mehmet Şahin, Din-Dış Politika İlişkisi,
Temmuz: Ahmet Akgül, Din Devlet Demokrasi,
Ağustos: Halil İnalçık, Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı – Devlet, Kanun, Diplomasi,
Eylül: George Friedman, Gelecek 100 Yıl,
Ekim: Graham Fuller, İslamsız Dünya,
Kasım: Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Zabit ve Kumandan ile Hasbihal,
Aralık ayı önerimde ise Deniz Ülke Arıboğan hocanın son kitabı “Duvar”ı okumanızı tavsiye ediyorum.