Siyasi coğrafyamız ve gündemimiz olabildiğince dolu ve bir o kadar da değişken bir zaman dilimindedir. Doğu Akdeniz’e komşu ülkelerdeki siyasi istikrarsızlıklar genelde Kıbrıs adasını özelde Kuzey Kıbrıs’ı yakından etkilemektedir. Anavatan Türkiye’nin güney sınırlarının güvenliği için yaptığı askeri harekatlar ve sonrası insanı yardım çalışmaları gözler önündedir. Bölgesinde aktif barış ve huzur için rol alan bir Türkiye okyanus ötesi akıl ve düşünce için potansiyel tehdit ve düşmandır. Amaçları yağma ve talan olan transatlantik aklın hedef ve amaçlarına barış ve huzur için yapılan dış politika ve askeri harekatlar terstir. Anavatan Türkiye “O ne der? Bu ne der?” düşüncesiyle dış politika ve uluslararası ilişkiler çalışmalarını çok geride bırakmıştır. Milli Güvenliği ve gelecek vizyonunun ön gördüğü düşünce ve bakışla doğru bildiklerini ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ mantığıyla hayata geçirmektedir. Coğrafyada pasif devletlerin yok olacağı düşüncesiyle de hep proaktif politikalar izlemektedir. Bu harekât tarzıyla da milli güvenliği, milli çıkarları ve tarihi bağları olan ülke ve komşuları için de lider ülke konumundadır.
***
Türkiye NATO üyesidir. NATO içerisindeki en büyük ordulardan birisidir. Eğitim, insanî yardım ve askerî faaliyetlerde üye ülkelerle beraber eş güdümlü çalışmalar yürütmektedir. Türkiye’nin bölgede yapacak olduğu ve yaptığı askeri faaliyetler bir nevi NATO üyesi ülkeleri de bağlamaktadır. Üye ülkenin menfaatine ters bile olsa NATO’daki ortaklık sebebiyle karşı bir açık hamle yapamamaktadırlar.
***
ABD Başkanı D. Trump’ın seçilmesi sonrası NATO için kullandığı “Avrupa ülkelerinin güvenliği için büyük katkıyı biz yapıyoruz.” demesi ya da başka görünmez nedenlerden olacak ki Almanya ve Fransa’nın önderliğinde 23 Avrupa ülkesi Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği (Permanet Structured Cooperation – PESCO) diye tanımladıkları bir anlaşma ile NATO dışında yeni bir savunma birliği arayışı içine girdiler. Daha öncesi AB ordusu kurma bağlamında çalışmaları başarısız olan Avrupalılar Trump’ın rahatsız edici tutumunu fırsata dönüştürerek ABD’den bağımsız kılacak bir yapı kurmak istiyorlar.
***
PESCO üyesi ülkelerden İtalya Savunma Bakanı Roberta Pinott, savunma politikaları uyumlu hale gelen Avrupa ülkelerinin 21. yüzyılın beraberinde getirdiği tehditlerle daha etkin biçimde başa çıkabileceğini söyledi. Güney Kıbrıs geçtiğimiz aylarda Dış İşleri ve Savunma Bakanının katıldığı AB toplantısında PESCO üyeliği için imza attılar. Güney Kıbrıs Savunma Bakanı “Avrupa yeni savunma birliği çerçevesinde Avrupa savunma paktında mevcut olma önkoşullarını yaratarak, Güney Kıbrıs’ın herhangi bir komplo karşısında korunması kalkanının güçleneceğini öngördüğünü” ifade etti.
***
Sonuç olarak, Türkiye’nin bölgede yaptığı faaliyetlere NATO ortağı olma sebebiyle cevap veremeyen transatlantik akıllar, PESCO ile Türkiye’nin hakimiyet alanını daraltmaya çalışırlar. Kuzey Kıbrıs’ın doğalgaz yataklarından alması gereken pay için mücadele eden Türkiye’nin karşısına PESCO adı altında bir askeri manevrayı Güney Kıbrıs’ın üyeliği üzerinden organize edebilirler. Bu bağlamda Anavatan Türkiye’nin milli güvenliğini organize eden devlet aklı Kuzey Kıbrıs’a hava ve deniz birlikleri konuşlandırarak önleyici bir hamle yapmalıdır.