İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

11-Bitmeyen sevgi ATATÜRK, 2017 – Kasım

Merhaba Aydın,

2017 yılının bitmesine son iki ay kaldı: Kasım ve Aralık.

Bir yılı ay ay değerlendirdiğim yazılarımın Kasım sayısına sizlerle birlikte ulaştım. Aylara ve ay içindeki anlara yüklediğim manalarla, yazılarımla sizlerle buluştum.

Eylül, Ekim derken geldi çattı Kasım ayı…

Düşünmeye başladım bu ay bizim için nedir, ne değildir.

Öne çıkararak işleyeceğim konu ne olabilirdi.

Ülke gündemi, eğitim yaşamı, siyasi olaylar, güvenlik üzerine düşünceler, sonbaharla birlikte açılan sinema sezonu, TV programları, futbol ligi ve benzeri bir sürü konu. Hangisi olabilirdi?

Yukarıda belirttiğim konuları eyleme geçirebilmemizin yegâne sebebi, özgürce düşünebilmemizin tek gerekçesi olarak modern Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi yaşamına gittiği anı işlemek tüm konulardan daha değerli olsa gerek.

10 Kasım 1938

İlkokul yıllarından itibaren hiç unutmadığımız şiirdir:

Saat 09:05 geçe,

Atam Dolmabahçe’de,

Gözlerini kapamış,

Bütün dünya ağlamış.

***

Doktor doktor kalksana,

Lambaları yaksana ,

Atam elden gidiyor,

Çaresine baksana.

***

Uzun uzun kavaklar,

Dökülüyor yapraklar,

Ben atama doymadım,

Doysun kara topraklar.

Görmeden, hissetmeden, duymadan sanırım sevdiğimiz ilk kişidir.

Sarı saçlı mavi gözlü Mustafa Kemal.

1881 yılında Selanik’te Kocakasım mahallesinde üç katlı pembe evde, babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım, kız kardeşi Makbule ile başlayan yaşamını hepimiz biliriz.

Mahalle mektebinden başlayan eğitim yaşamına Şemsi Efendi Mektebi’nde devam ediyor.

Henüz yedi yaşında kaybettiği babası, dayısı Hüseyin’in Rapla Çiftliği’nde kargalarla olan mücadelesi, hepimizin dinlerken hayal ettiği buğday tarlalarında koşturan çocukluğu…

Çocukluktan gençliğe geçeceği yıllarda, 1893’te Selanik Askeri Rüştiyesi’ne başlar. Matematik öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri Bey, ona ‘mükemmellik ve olgunluk’ anlamı olan ‘Kemal’ adını verir. Sarı saçlı mavi gözlü Mustafa, artık Mustafa Kemal’dir.

Mustafa Kemal Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Beyin ‘özgürlük’ üzerine düşüncelerinden etkilenerek hür ve bağımsızlık fikrini pekiştirir.

Mustafa Kemal’e okulda ağabeylik yapan Selanikli Subay Hasan Bey’in tavsiyesine uyarak Manastır Askeri İdadisi’ne kaydolur.

1896-1899 yıllarında okuduğu Manastır Askerî İdadisi’nde tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey, Mustafa Kemal’in tarihe olan merakını güçlendirir.

Öğretmenlerinden ve Osmanlı’nın son subaylarından aldığın özgürlük, vatan sevgisi ve tarih şuuruyla Mustafa Kemal, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’na gönüllü olarak katılmak istediyse de hem İdadi öğrencisi olduğu için, hem de 16 yaşında olduğu için cepheye gidememiştir.

Manastır Askeri İdadi okulunu ikincilikle bitirerek 13 Mart 1899’da İstanbul’da Mekteb-i Harbiye-i Şahaneye’ye girmiştir. 1902 senesinde Mülazım, bugünkü ismiyle Teğmen rütbesiyle 549 kişi arasından piyade sınıf sekizincisi (1317 – P.8) olarak bitirmiştir. Akabinde Erkan-ı Harbiye Mektebi’ne (Harp Akademisi) devam ederek 11 Ocak 1905’te Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun olmuştur.

Aynı yıllarda Şam’da bulunan Beşinci Orduda görev almak üzere Şam’a gönderilir.

Ekim 1906’da, Mustafa Kemal ve arkadaşları Şam’da ‘Vatan ve Hürriyet’ adıyla gizli bir dernek kurarlar.

Çocukluk yaşlarından itibaren ve okul hayatı süresince özgürlük ve bağımsızlık düşüncesi güçlenen, Osmanlı’nın subayı Mustafa Kemal, askeri yaşamı ve sonsuzluğa gideceği güne kadar inandığı değerler ve Türk milleti için çalışmıştır.

Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk milletinin ebet müddet Başkumandanıdır.

Büyük Millet Meclisi, Gazi Mustafa Kemal için bir yasa geçirerek ‘Atatürk’ soyadını 16 Haziran 1934’te vermiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sarı saçlı, mavi gözlü olarak Türk milleti var olduğu sürece gönüllerde yaşayacaktır.

Türk devletini kuran iradenin, Mustafa Kemal’in askerleri olduğunu düşündüğümüzde, zaman ve şartlar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti devleti dünya var olduğu sürede yaşayacaktır.

Yazımda ilk eğitim yaşamından Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle göreve başlamasına kadar olan zaman diliminde bazı tarihleri verdim. Bunlar Mustafa’nın Mustafa Kemal olması ve dünya üzerindeki özgürlük mücadelesi veren milletlere ışık olmasındaki yolda önemli mihenk taşlarıdır.

“Benim naçiz vücudum, elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Günümüz Türkiye’sinde Atatürk’ün büyüklüğünü ve sevgisini idrak edemeyen güruhlar olsa da ne kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nden, ne de inkılap ve devrimlerinden Türk gençliği hiçbir şart altında vazgeçecektir.

2017 yılının 10 Kasım’ında da sarı saçlı mavi gözlü sevgimizi, Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle analım.

15 Kasım 1983

20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs adasına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığı ‘Mutlu Barış Harekâtı’ ile EOKA terör örgütüne karşı direnen Kıbrıs Türkleri bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde zafere ulaşmışlardır. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin Rum ve ENOSİS yanlısı militanlar tarafından silahlı eylemlerle son bulması sonrası Kıbrıs Türkleri Rum çeteleri ve EOKA militanlarıyla canla başla savaşmışlardır. 20 Temmuz 1974 askerî harekâtı sonrasında yönetim boşluğu olmaması için, 1975-1983 yılları arasında Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) kurulmuştur. 13 Şubat 1975’te kurulan KTFD’nin ilk Cumhurbaşkanı Rahmetli Rauf Raif Denktaş’tır. Yönetim boşluğunun ortadan kalkması sonrası KTFD meclisi, 15 Kasım 1983’te oy birliğiyle aldığı bir kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etmiştir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 18 Kasım’da aldığı bir kararla bağımsızlık kararını kınamıştır. 13 Mayıs 1984’te Güvenlik Konseyi 550 Sayılı kararıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanını ayrılıkçı bir hareket olarak tanımlamıştır.

Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya 5’ten Büyüktür” düşüncesini aklımıza getirdiğimizde Kıbrıs adasına barış getiremeyen Güvenlik Konseyi’nin kararı sadece lakırdıdan ibarettir.

Kıbrıs Türk’nün haklı mücadelesi, Anavatan Türkiye’nin desteğiyle bağımsızlık ve egemenlik olmuştur. Halen yasama, yürütme ve yargı organlarıyla ‘devlet’ olmanın tüm gereklerini yerine getiren, çağdaş ve modern bir KKTC vardır.

Bitmeyen sevgimiz, Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’da manevi mirası ve emaneti Türkiye Cumhuriyeti’ne olan sevgimiz ve bağımızı tekrar dile getirir, Cumhuriyetimizi kuran Atatürk’ümüzü ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anarım.

Türkiye Cumhuriyeti için namus ve onur olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 34. yılı kutlu olsun.

Kitap: Mustafa Kemal Atatürk’ün yazarlığı, askeri ve devlet adamlığı kimliğinin gölgesinde kamıştır. Mustafa Kemal Harp Akademisi yıllarından itibaren mesleki nitelikte kitaplar yazmıştır. Devlet adamlığı döneminde ‘Nutuk’un yanı sıra ‘Yurttaşlık Bilgisi’ ve ‘Geometri’ kitapları yazmıştır. Bu eserlerinin yanında ‘Zabit ve Kumandan ile Hasbihal’ adlı eseri de vardır. Bu eserinde kanun ve yönetmeliklerin bir yere kadar gideceği komutanın ve yöneticinin inisiyatif alması gerektiğini de vurgulamıştır. Kasım ayı için önerim “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal”dir. İyi okumalar.