İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

105-Bir gece ansızın gelebiliriz 25.01.2018

Suriye iç siyasi gelişmelerine paramiliter grupların dahil olmasıyla güney sınırından ülkemize terör geçişlerinin yapıldığı bir hal almıştır. Türkiye milli güvenliği ve beka sorunu sebebiyle ‘hendekten kaçan PKK’lıların’ düzenli bir şekilde yaşamlarını devam ettirdiği Suriye’nin kuzey sınırına Fırat Kalkanı Operasyonu düzenleyerek terör gruplarını etkisiz hale getirmiş ve Suriyeli komşularımız için Türkiye kamu hizmeti vererek yerleşik şehir yaşamını devam etmelerini sağlamıştır. Fırat Kalkanı Operasyonu’yla DEAŞ tehdidini ve PKK güçlerini sınırlarımızdan uzak tutmuştur. İdlip bölgesinde de gözlem noktaları oluşturarak Afrin hazırlıklarını tamamlamıştır.

Zeytin Dalı Operasyonu

Fırat Kalkanı sonrası Cerablus, El-Bab ve Dabık milli güvenliğimiz için güvenli bölge konumuna getirilmiştir. Bu bölgeyle İdlip’in arasında kalan bölge de Afrin’dir. Afrin bölgesi hendekten kovulan PKK’ların yerleştiği bir bölge olmuştur. Milli güvenliğimizi tehdit eden bir haldedir. NATO’da müttefikimiz ABD’nin bu bölgedeki PKK güçlerini silahlandırma ve sınır güvenlik hattı olarak teşkilatlandırma söylemi, uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından 1964’teki “Johnson Mektubu”na benzetilmiştir. Milli güvenliğimiz ve devlet bekamız için Afrin Harekâtı olmazsa olmazımız olmuştur. Yeni dış politikamıza en güncel örnekler de ABD’ye rağmen Türkiye’nin uyguladığı İran ve Rusya’yla olan ilişkisi ve sınır ötesi askeri harekatlardır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz.” düşüncesi yeni dış politika yaklaşımımız olmuştur. Coğrafyanın artıları ve eksileri dış politikamızı ve devletimizi şahin politikalara yöneltmiştir. Genç ve güçlü nüfusumuzun verdiği enerjiyle güçlü ordumuz dış politikamızın arkasındaki en güçlü destektir. Devlet dışı aktörlerin hayali Akdeniz’e ulaşımı olan terör gruplarının kontrolünde bir koridor kurmaktır. Bu koridor Ortadoğu enerji yataklarının Türkiye toprakları kullanılmadan Akdeniz’e inmesi içindir. 

Şu an güney sınırımız da yapmış olduğumuz askeri harekatlar ve sonrasında Suriye halkı için kamu hizmeti vermemiz ve yerel meclislerle kendilerini yönetmelerine destek olmamız mevcut koridor oluşumunu engeller ve yerel halkında devletimize desteğini arttırır. 

Afrin harekatının ikinci bir önemli noktasında dış politika yapıcılarımızın da dediği gibi ABD’nin terör örgütleriyle bağını koparmaktır.

***

İbn-i Haldun’un dediği gibi “Coğrafya kaderdir.”. Türkiye Cumhuriyeti devleti başta siyasi sınırları sonrasında tarihsel sınırlarını her şart altında korumak ve kollamak için yeni dış politikalar geliştirmektedir. Türkiye bizim çocuk olmaktan 15 Temmuz gecesi çıkmıştır. Türk dış politikası, “Yurtta barış, dünyada barış”tan, “Bir gece ansızın gelebiliriz.” düşüncesine dönüşmüştür. Birilerinin gayri meşru çocuklarının sonu Anadolu coğrafyasında gelmiştir. Zaman, sakalımızı tıraşlayanın kolunu kesme zamanıdır.

Afrika gazetesi

Kuzey Kıbrıs’ta kendisini icazetsiz günlük gazete olarak tanımlayan Afrika gazetesi geçtiğimiz Pazar günün attığı manşette Türk askerini ve devletini işgalci ve istilacı göstermek istemiştir. İlgili gazeteye hatırlatmak isterim. Emir ve destek aldıkları devlet dışı aktörlerin Kıbrıs Türk’ü üzerinde ki baskısı 20 Temmuz 1974 sabahı son bulmuştur. Türk askeri adaya ayak bastığından sonra Kıbrıs Türk’ünün burnu bile kanamamıştır.