Cumhuriyet Meclisi’nde yeni dönem görev yapacak milletvekilleri mazbatalarını aldılar. Sırada, haftaya yapılacak yemin töreni var. Bu süre içerisinde parti başkanları ve yetkilileri olası tahmini kurulacak koalisyon hükümeti için seçenekleri tartışmaktalar. Anadolu’da güzel bir söz vardır “Çatal kazık yere girmez.”. Bu tabir aile arasında yapılacak olan bir ortaklık için söylenmiştir. Yani kan bağı olanlar bile ayrı ayrı işler yapmalıdırlar. “Birkaç ayağı olan işten hayır gelmez.” der büyükler. Kuzey Kıbrıs siyasi tarihine baktığımızda koalisyon hükümetleri başarısız ve verimsiz hüküm etme süreci geçirmişlerdir. Tek başına iktidarlar daha verimli tek hedefleri olan ve tek sesli iktidarlardır. Türkiye’de AKP hükümeti uzunca bir süredir tek başına iktidardır. Bu örnek iyi incelenirse tek başına iktidarların devamlılığı olan hükümetler olduğu görülmektedir.
***
Kulislerde konuşulan Sayın Hüseyin Özgürgün’ün erken seçim kararı alması milletvekillerinden gelen isteklerin fazlalaşması ve içinden çıkılamaz hale gelmiş olmasındandır, denilmektedir. KKTC’de 26-27 vekille hükümet olmak demek, tek başına iktidar olmak demek değildir. Cumhuriyet Meclisi’nde yarının bir ya da iki fazlasıyla iktidar olmak 26-27 başbakanlı bir hükümet var demektir. 7 Ocak seçimleri sonrası meclisteki sandalye dağılımıyla tek başına iktidar mümkün değildir. Koalisyon hükümeti olacaktır. Bu seçim ya da revizyon hükümeti diye de adlandırılabilir. Lakin kurulacak olan ikili ya da üçlü belki de dörtlü hükümet ne kadar sağlıklı olacaktır? Olası kurulacak hükümet öncesi siyasi düşüncelerinden arınarak bu zor dönemde ortak düşünceyle KKTC devleti ve milletinin menfaati olacak şekilde ortaklık kurulursa başarılı olunur. Yoksa tüm partiler kendi parti programlarını dillendirirlerse seçim hükümeti bile olamazlar. Meclise giren altı siyasi parti şapkalarını önlerine koyarak tekrarlanan bir seçim ya da devlet aklıyla millete hizmet için ortaklığı düşünmelidirler.
İsrail – Rum ve Yunanistan
Kuzey Kıbrıs iç siyasi konularıyla meşgul olsa da, siyasi coğrafyası ve komşumuz Güney Kıbrıs jeopolitikasının getirdiği değer ve kazanımlarla uluslararası siyasetini sürdürmektedir. Doğu Akdeniz’in önemli konularından birisi de enerji ve enerji nakil yollarıdır. Kıbrıs adasının genel deniz sahasında var olan enerji yatakları, Güney Kıbrıs’ın olduğu kadar Kuzey Kıbrıs’ın da hakkıdır. Fakat Güney Kıbrıs yönetimi yarım asırdır Kıbrıs adasının kazanımlarını tek başına değerlendirmektedir. 3. Cumhurbaşkanımız Sayın Derviş Eroğlu basına verdiği mülakatta bu olayı “Hedefleri Kıbrıs’ta Yunan hegemonyası yaratmak” sözcüğüyle ifade etmiştir. Açıklamasının devamında “Akdeniz’deki doğal gaz çalışmalarıyla Rum – Yunan ve İsrail ortaklığı gündemdedir.” demiştir. Sayın Eroğlu’nun da dikkat çektiği gibi konu önemlidir. Kuzey Kıbrıs iç siyaseti hızlı bir şekilde uluslararası politikada mücadele vereceği yapıya kavuşacak şekilde dizayn edilmelidir. Türkiye ve KKTC jeopolitik kazanımdan üzerine düşen payı almalıdırlar.